SORU:
Bazı hocalar ayetlerin nüzul sebeplerini bilmenin şart olmadığını ve hatta bunların birçoğunun uydurma olduğunu söylüyorlar. Ben de bu düşüncedeydim. Allah istese birçok ayette olduğu gibi ayetlerin içinde zaten bize nüzul sebeplerini açıklardı. Ama Sad Suresi 44. ayetini okuduğumda bu fikrimde zedelenme oldu. Rivayete göre 44. ayet Eyüp peygamberin yeminiyle alakalı. Ama nüzul rivayetleri olmadan bu ayetten mana çıkarmak imkânsız mıdır? Ya da başka bir manası mı var? Veya Türkçeye çevrildiğinde bir mana karmaşası mı olmuştur?
Tarih: 18 Mayıs 2010
CEVAP:
Peygamberlerden bazı günahlar sadır olduğu ayetlerle sabittir. Bu ayetlerden birinde Allah Tela Peygamberimize hitaben şöyle buyurmuştur:
“…Hem kendinin hem de mümin erkeklerin ve mümin kadınların günahlarının bağışlanmasını dile!” (Muhammed, 47/19. Benzer ayetler için bkz: Ğâfir, 40/55; Fetih, 48/2)
Eyüp aleyhisselamla ilgili ayette şöyle buyurulmuştur:
“Kulumuz Eyyub’u da an; Rabbine: «Doğrusu şeytan bana yorgunluk ve azap verdi» diye seslenmişti.” (Sâd, 38/41)
Allah Teâlâ, Eyüp aleyhisselamın hastalığını şeytandan bilmesini onun için bir günah kabul etmiştir. Çünkü O, insanın başına gelen her şeyin kendisinden olduğunu bildirmiş ve şöyle buyurmuştur:
“… Onlara bir iyilik gelse; “Bu Allah’tandır” derler, bir kötülük gelse “Bu da sendendir” derler. De ki: “Ne gelirse Allah’tan gelir…” (Nisa, 4/78)
Bundan dolayı Sad Suresinin 44. ayetinde Allah Teâlâ, Eyüp aleyhisselama “وَلَا تَحْنَثْ günaha girme” buyurmuştur. Fakat bu kelime tefsir ve meallerde “yemini bozma” olarak tercüme edilmiş ve herhangi bir sahih kaynağı olmayan bir rivayete dayanılarak ayet hakkında birçok şey söylenmiştir. Hâlbuki حِنْث= hins kelimesi bir yerde daha geçmektedir. Ayet şöyledir:
وَكَانُوا يُصِرُّونَ عَلَى الْحِنْثِ الْعَظِيمِ
“Onlar, büyük günah üzerinde ısrarlı davrananlardı.” (Vâkıa, 56/46)
Burada da “yemin” manasında değil, “günah” manasınadır.
Arapça’da yeminden dönmeye de hins denir. Çünkü yemini bozmak günahtır. (Bkz: Ragıp el-İsfehani, el-Müfradât, h-n-s mad)
Bu kelime Eyup aleyhisselam ile ilgili ayette yemin manasına gelemez. Çünkü kitaplarda aktarılan rivayette Eyüp aleyhisselamın, karısına, bir suçu olmadığı halde yüz sopa vurmaya yemin ettiği iddia edilmektedir. Bu iddia kabul edilemez. Çünkü böyle bir yeminin tutulmaması gerekir. Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur:
“Yeminlerinizde Allah’ı; iyilik yapmanıza, takvanıza ve insanların arasını düzeltmenize engel yapmayın. Allah işitir ve bilir.” (Bakara, 2/224)
Peygamberimiz şöyle buyurmuştur:
“Bir konuda yemin eder sonra başkasını hayırlı görürsen yeminini boz, keffaretini ver ve hayırlı gördüğüne gel.” (Buhari, Eyman, 1; Müslim, Eyman, 7)
“Günaha yemin edenin yemini yemin değildir. Akraba ile ilişkiyi kesmeye yemin edenin yemini yemin değildir.” (Ebu Davud, Talak, 7)
O halde Sad Suresinin 41-44. ayetlerinin meâli şöyle olmalıdır:
“Kulumuz Eyyûb’u da an; Rabbine: «Şeytan bana yorgunluk ve azap verdi» diye seslenmişti.
Biz de ona «Ayağını yere vur! İşte yıkanacak ve içilecek soğuk bir su» dedik.
Katımızdan bir rahmet, içi temiz olanlar için de bir öğüt olmak üzere ona, ailesini ve onlarla birlikte olanların bir mislini lutfettik.
Ona: «Eline bir demet ot al, onunla (kendine/derine) vur! Günaha da girme» dedik. Doğrusu Biz onu pek sabırlı bulduk. Ne güzel kuldu o! O, gerçekten Allah’a yönelirdi.”
Eyüp aleyhisselamın soğuk su ile yıkanıp derisine otla vurması, onun için bir tedavi yöntemi olmuştu.
Bununla ilgili görüntülü cevabımızı aşağıdaki linkten izleyebilirsiniz:
www.fetva.net/goruntulu-fetvalar/seytan-insana-yorgunluk-veya-azap-verebilir-mi.html