FETVALAR

SORU:

Mahremsiz bir bayanın bazen görev gereği, bazen de gezmek amacıyla tek başına veya hanımlardan oluşan bir grupla, sefer müddeti ve mesafesinde şehirlerarası yolculuklara çıkmasının hükmü nedir?

Tarih: 18 Ağustos 2009

CEVAP:

Kadınların yolculuğa çıktıklarında yanlarında mahrem bulunmasının gerektiğini ifade eden hadislere bakıldığı zaman, bunların farklılıklar arz ettiği görülmektedir. Mesela Peygamberimizden rivayet edilen hadislerin bazısında, kadınların bir gece ve bir gündüzlük mesafeye mahremsiz olarak gitmelerinin yasaklandığı görülürken, bazılarında iki gece ve iki gündüzlük, bazılarında üç gece üç gündüzlük, bazılarında ise hiç zaman kaydı olmaksızın mutlak olarak kadınların yolculuğa çıkması yasaklanmıştır.

Öte yandan Peygamberimiz, kadınların yanlarında hiç mahremleri bulunmadan yolculuğa çıkabileceği bir zamanın geleceği konusunda müjde vermiştir. Onun bu müjdesinin gerçekleştiği aşağıdaki Adiyy b. Hâtim hadisinde (5. başlık) açık bir şekilde görülmektedir.

Bu konudaki hadislerin farklılıklar arz etmesi ve Adiyy hadisinde kadınların bir gün mahremsiz olarak ta Irak’tan kalkıp hacca gidebileceğinin ifade edilmesi, kadınların mahremsiz olarak yolculuğa çıkmasının “illete dayalı bir yasaklama” olduğunu açık bir şekilde göstermektedir. Dolayısıyla yasağa sebep olan bu illet (engel) ortadan kalktığında yasak da ortadan kalkacaktır.

Adiyy hadisinde açık bir şekilde görüleceği gibi, kadınların mahremsiz olarak yolculuğunun yasaklanmasının sebebi, yol güvenliğinin bulunmamasıdır.

Konu ile ilgili hadisler şöyledir:

1 – Kadınların bir gece gündüzlük yolculuğa mahremsiz olarak çıkmasını yasaklayan hadisler:

Ebu Hureyre radıyallâhu anh anlatıyor: Resulullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

“Allaha ve ahiret gününe inanan bir kadına, bir gece ve gündüz devam edecek bir mesafeye, yanında bir mahremi olmadıkça gitmesi helâl değildir.” (Buhârî, Taksîru’s-Salât 4; Müslim, Hacc 419, 422, (1339); Muvatta, İsti’zân 37; Ebu Dâvud, Menâsik 2; Tirmizî, Radâ 15)

2. Kadınların iki gece gündüzlük yolculuğa mahremsiz olarak çıkmasını yasaklayan hadisler:

Ebu Saîd el-Hudri radıyallâhu anhtan: Ben Hz. Peygamber’den son derece dikkatimi çeken ve hayretimi toplayan dört hikmetli şey işittim. (Bunlardan biri):
“Yanında kocası yâhud kendisine nikâh düşmeyen bir yakını bulunmaksı­zın bir kadın, iki günlük mesafeye yolculuk etmesin.” (Buhari, Muhsar, 37; Müslim, Hacc, 415, 416 (827).
3. Kadınların üç gece gündüzlük yolculuğa mahremsiz olarak çıkmasını yasaklayan hadisler:

Abdullah İbn Ömer radıyallâhu anhtan: Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem:

“Bir kadın, yanında kendisine nikâh düşmeyen bir mahremi bulunmaksızın üç günlük bir yolculuğa çıkamaz/çıkmasın” buyurmuştur. (Buhârî, Taksîru’s-Salât 4; Müslim 413 (1338)
4. Kadınların her türlü yolculuğa mahremsiz olarak çıkmasını yasaklayan hadisler:

Abdullah İbn Abbas radıyallahu anhtan: Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem:

“Hiçbir kadın yanında bir mahremi olmadıkça sefere çıkmasın; kadının beraberinde mahremi bulunmadıkça yanına hiçbir erkek girmesin” buyurdu.

Peygamber’in bu uyarısı üzerine sahâbîlerden biri:

“Yâ Resûlellah! Ben şu ve şu askerler içinde gazaya çıkmak istiyorum. Hâlbuki hanımım hacc yapmak istiyor (Ne buyurursun)? diye sordu.

Resûlullah:

“Sen de hanımınla beraber git!” buyurdu. (Buhari Muhsar, 37; Müslim, 424 (1341)
5. Kadının mahremsiz olarak yolculuğa çıkabileceğinin müjdelenmesi:

Adiy b. Hâtim radıyallahu anh şöyle rivayet etmiştir:  Ben Peygamberimin yanında bulunduğum sırada bir adam gelip, O’na fa­kirlikten şikâyet etti. Sonra başka bir kimse geldi ve O’na yol kesilmesinden şikâyet etti. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem:

–  “Adiyy! Sen Hîre şehrini gördün mü?” dedi. Ben:

–  Hayır, görmedim, fakat orası hakkında bana haber verildi, bilgim var, dedim.

Peygamberimiz:

– “Eğer ömrün olur da yaşarsan hevdeci (hevdec: kadınların binmesi için devenin sırtına konulan ufak mahfel) içinde yol­culuk eden kadının Hîre’den hareket edip Allah’tan başka hiç kimseden korkmayarak tâ Ka’be’yi tavaf edeceğini göreceksin” buyurdu.

Ben buna şaşırarak kendi kendime: Beldelerde fitne ve fesâd ateşini tutuşturmuş olan o Tayy kabilesinin yol kesicileri nerede olacak ki (kadın tek başına yolculuk edecek)! dedim. Peygamber devam edip:

– “Yemin olsun ömrün olur da yaşarsan, muhakkak Kisrâ’nın hazineleri fetholunacaktır” buyurdu.

Ben:

– Kisrâ İbn Hürmüz’ün hazineleri mi? dedim. Peygamberimiz şöyle dedi:

–  “Kisrâ ibn Hürmüz’ün. Yemin olsun, eğer senin hayatın uzun olursa, muhakkak sen elinin dolusu altın yahut gümüşü sadaka ola­rak çıkarıp da bunu kendisinden kabul edecek kimse arayacak, fa­kat kendisinden bunu kabul edecek hiçbir kimse bulamayacak olan kimseyi göreceksin. Yine yemin ederim ki, sizden biriniz Allah’a ka­vuşacağı gün, Allah ile kendi arasında kelâmını tercüme edecek bir tercüman bulunmayarak Allah’a kavuşacak, Allah da ona:

– Ben sana bir Rasûl göndermedim mi ve O sana tebliğ etmiyor muydu? diye soracak.

O kul da:

– Evet (gönderdin yâ Rabb)! diye cevap verecek. Bu sefer Allah:

– Ben sana mal vermedim mi; bu suretle sana ihsanda bulun­madım mı? diye soracak.

Kul:

– Evet (verdin ve ihsanda bulundun)/ diyecek.

Bu hâlde o kimse sağına bakar cehennemden başka bir şey göre­mez. Soluna bakar yine cehennemden başka bir şey göremez”.

Adiyy dedi ki: Ben Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’den işittim, şöyle buyuruyordu: “Şimdi sizin her biriniz bir tek hurmanın yarısı ile bunu da bula­mazsa güzel sözle olsun kendinizi cehennem ateşinden koruyunuz”.

Adiyy şöyle demiştir: Ben Hîre’den hevdeci içinde yolculuğa çıkıp, Allah’tan başka hiç kimseden korkmayarak nihayet Ka’be’yi tavaf eden kadını gördüm. Ben kendim Kisrâ İbn Hürmüz’ün hazinelerini fetheden ordunun içinde bulundum. Yemin olsun eğer sizlere hayat uzun olursa, elbette sizler Peygamberimizin söylediği elinin dolusu altını sadaka olarak çıkaracak olan o kimseleri göre­ceksiniz  (Buhari, Menakıb, 25)

Hire: Bugün Irak’ın Necef iline bağlı bir kaza merkezi olup Kûfe’nin 5 km. güneyinde ve Küfe ile Havernak arasında bulunan Kinîdre höyüğünün güneydoğusunda, Fı­rat nehri kenarında yer alan geniş bir ova­da kurulmuştur. (Hüseyin Ali ed-Dakûkî, “Hîre”, Diyanet İslam Ansiklopedisi, c: 18, s: 122)
6. Kadınların yolculuğu ile ilgili sahabe uygulaması:

İmam Buhârî, kadınların haccı ile ilgili hadislere yer verdiği bölümün başında şu bilgileri vermiştir:

Bana Ahmed İbn Muhammed el-Ezrakî şöyle dedi: Bize İbrahim, babası Sa’d’dan; o da kendi babası İbrahim İbn Abdirrahmân İbn Avf’tan şu haberi verdi: Ömer İbnu’l-Hattâb radıyallahu anh, yaptığı son haccında Peygamberimizin eşlerine izin vermiş ve onların beraberlerinde Osmân İbn Affân ile Abdurrahmân İbn Avf’ı göndermiştir. (Buhari, Muhsar, 37)

Bu iki sahabinin, onların mahremi olmadığı malumdur.

SONUÇ: Hac ibadeti ile ilgili olarak Allah Teâlâ şöyle buyurur:

“Yoluna gücü yeten her kimsenin Beytullah’ı haccetmesi Allahın insanlar üzerinde hakkıdır.” (Âl-i İmrân, 3/97)

Buradaki insan, kadın olsun erkek olsun mükellef olan her mümindir.  “Yoluna gücü yeten” ifadesi hem yol güvenliğini, hem sağlığı hem de maddi imkânı içine alır. İbadet şahsi olduğundan kimin gücü yeterse hacca o gider. Fıtrat açısından kadının güvenliği, erkeğin güvenliğinden daha önemlidir. Çünkü kadın, erkeğe göre daha güçsüzdür.

Kadınların mahremsiz olarak yolculuğa çıkma yasağı, peygamberimiz dönemine ait bir yasak değildir. Yol güvenliğinin olmadığı her yerde kadın mahremsiz olarak yola çıkamaz.  Fakat güvenlik varsa yasak yoktur..

Yahya ŞENOL – Enes ALİMOĞLU

Süleymaniye Vakfı

NOT: Konuyla ilgili diğer bir yazıyı okumak için lütfen aşağıdaki linki tıklayınız:

www.suleymaniyevakfi.org/kadin/kadinlarin-yolculugu—2.html

 


Etiketler: