FETVALAR

SORU:

İlmihallerde, namazlarımızda Fatiha’dan sonra okuduğumuz ayet/sûrelerin Mushaf sırasına göre olması gerektiği, Mushaf sırasına göre sondan başa doğru okumanın ise mekruh olduğu belirtilmektedir. Birinci rekâtta Felak, ikinci rekâtta Kevser sûresi okumak gibi… Bu kuralın kaynağı nedir?

Tarih: 19 Eylül 2017

CEVAP:

Namazın ikinci rekâtında birinci rekâtta okunan sûre veya ayetlerden daha geride yer alan sûre veya ayetleri okumanın mekruh olduğuna dair herhangi bir ayet veya hadis bulunmamaktadır. Fakat fıkıh mezhepleri, ittifakla, namaz kıraatinde sûrelerin Kur’an’daki tertibine ria­yet etmemeyi mekruh kabul etmişlerdir.[1]  Onların bu konudaki dayanağı ayet ve sûrelerin Mushaf’taki tertibinin tevkîfî yani vahye dayalı olduğu görüşüdür. Bu yüzden namaz kıraatinde Mushaf tertibine uyulması gerektiğini ifade etmişlerdir.

İmam Nevevî’nin bildirdiğine göre Kâdî İyâz, Resûlullâh’ın bir namazda Nisâ sûresinden (4. sûre) sonra Âl-i İmrân sûresini (3. sûre) okuduğu rivayet edilen hadisi[2] açıklarken Ebû Bekir el-Bâkıllânî’nin: “Yazarken, namaz kılarken, derste ve eğitim öğretimde sûrelerin tertibine riayet etmek şart değildir. Çünkü bununla ilgili herhangi bir ayet veya hadis yoktur.” sözünü nakletmiş ve kendisi de şunları söylemiştir:

“Namaz kılan kişinin ikinci rekâtta, birinci rekâtta okuduğu sûreden geride bulunan bir sûre okumasının caiz olduğu konusunda hiçbir fikir ayrılığı yoktur. Mekruh olan, Kur’an tertibine aynı rekâtta ve ayrıca namazın dışında uymamaktır. Bazı âlimler bunu da mubah kabul etmiş ve selefin bu konudaki yasaklamasını, sûrenin sonundan başına doğru tersinden okumakla tevil etmişlerdir.”[3]

Bize göre de namazda ve namaz dışında vahye dayalı Kur’an tertibine riayet ederek okumak daha iyidir. Çünkü Resûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem namaz kıraatlerinde genelde Mushaf tertibine riayet etmiştir. Fakat Müslim’de geçen hadiste görüldüğü gibi ikinci rekâtta bir önceki rekâtta okunan sûreden önceki sûrelerin de okunabileceği ve bunun mekruh olmadığı anlaşılmaktadır. Yani birinci rekâtta Felak sûresini okuyan, ikinci rekâtta daha geride bulunan Kevser sûresini pekâlâ okuyabilir. Mekruh olan, ayet ve sûreleri sondan başa doğru tersinden okumaktır.

İmam Buhârî de el-Câmiu’s-Sahîh’inde “Hz. Osman Mushafı’nın Tertibine Muhalif Olarak Bir Sûreden Evvel Diğer Bir Sûre Okunması adı altında bir başlık açarak namazda bunun caiz olduğunu ifade etmiştir.[4] Buhârî, o başlıkta tâbiinden “Ahnef b. Kays’ın sabah namazının ilk rekâtında Kehf, ikinci rekâtında Yusuf yahut Yunus sûresi’ni okuyup sabah namazını Ömer radıyallâhu anhın arkasında bu sûreler ile kıldığını söylediğini” rivayet etmiştir.[5] Mushaf tertibine göre Yunus (10. sûre) ve Yusuf (12. sûre) sûreleri, Mushaf’ta Kehf (18. sûre) sûresinden önce yer almaktadır.

Bu arada şunu da hatırlatmakta fayda vardır: Namaz kılarken ikinci rekâtta birinci rekâtta okunan sûreden daha geride bulunan bir sûreyi veya ayetler grubunu okumak mekruh olmadığı gibi birinci rekâtta okunan sûreden sonra tek bir sûre atlayarak okumak da mekruh değildir. Kıraatte en az iki sûre atlanması gerektiğine dair gerekçe olarak “atlanan sûrenin beğenilmemesi” gibi bir durum ortaya çıkmasından bahsedilmektedir ki bunun ne Kur’an’dan delili vardır ne de Sünnetten!

 

KAYNAK: Yahya Şenol-Enes Alimoğlu, İnsanlık Tarihi Boyunca O Namaz, Süleymaniye Vakfı Yayınları, 3. Baskı, İstanbul, 2016, s. 162-164.

[1] Vehbe Zuhaylî, el-Fıkhu’l-İslâmî, c: 1, s. 772, 7. madde.

[2] Huzeyfe (ra) şöyle rivayet etmiştir: “Bir gece Resûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem ile birlikte namaz kıldım. Bakara sûresine başladı, ben (içimden) yüz ayeti tamamlayınca rükû’ eder; dedim. Sonra devam etti. Ben (içimden) bütün sûreyi bir rekâtta okuyacak; dedim. O yine devam etti. Ben bu sûre ile rükû’a varır; de­dim. Sonra Nisâ sûresine başladı. Onu da okudu. Sonra Âl-i İmrân sû­resine başladı; onu da okudu. Ağır ağır okuyor, içinde tesbih bulunan bir ayete gelince tesbih ediyor; istek ayetine gelince istiyor; sığınma ayetine gelince (Allah’a) sığınıyordu. Sonra rükû’a gitti…” Müslim, Salâtü’l-Müsâfirîn, 203 (772).

Aynı rekâtta tertibe riayet etmemeyi mekruh kabul eden âlimler, bu hadiste anlatılan olayın, surelerin tertibi konusunda vahiy gelmeden önce olduğunu ve Übeyy b. Ka’b’ın mushafında o surelerin tertibinin Resûlullâh’ın okuduğu şekilde sıralandığını söylemişlerdir. Bkz: Nevevî, Şerhu Sahîh-i Müslim, c: 6, s. 62.

[3] Nevevî, Şerhu Sahîh-i Müslim, c: 6, s. 62.

[4] Buhârî, Ezân, 106.

[5] Buhârî, Ezân, 106.


Etiketler: