FETVALAR

SORU:

Çevremizde bazı kadınlar var ki kaynıyla ya da başka erkek akrabalarıyla hiç konuşmuyorlar, bunun caiz olmadığını söylüyorlar. Ve hatta bazıları var ki erkek akrabalarına hiç görünmüyorlar. Hocam bunun böyle mi olması gerekiyor? Yoksa takva meselesi mi bu? Ve en önemlisi Peygamber Efendimiz zamanında akrabalar arası ilişki nasıldı?

Tarih: 11 Ağustos 2009

CEVAP:

Allah Teâlâ Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurmuştur:

Mümin erkeklere söyle, bakışlarında ölçülü olsunlar ve edep yerlerini korusunlar. Onlar için nezih olan budur. Allah, yapmakta oldukları şeyin iç yüzünü bilir.

Mümin kadınlara da söyle, bakışlarında ölçülü olsunlar ve edep yerlerini korusunlar. Açıkta kalan kısım hariç, ziynetlerini /vücutlarını göstermesinler. Başörtülerinin bir kısmını da yaka açıklıklarının üzerine yerleştirsinler. Kocaları, babaları, kocalarının babaları, oğulları, kocalarının oğulları, erkek kardeşleri, erkek kardeşlerinin oğulları, kız kardeşlerinin oğulları, kadınlar, hâkimiyetleri altında olan esirler, cinsel ihtiyaç sahibi olmayıp (meşru bir sebeple) kendilerine bağlı olan erkekler ve kadınların mahrem yerlerinin farkında olmayan çocuklar hariç hiç kimseye ziynetlerini /vücutlarını açmasınlar. Vücutlarından örttükleri kısımlar bilinsin diye ayaklarını yere vurmasınlar. Ey müminler, hepiniz Allah’a tövbe edin /dönüş yapın ki umduğunuza kavuşasınız!” (Nûr, 24/30-31)

Bu ayetlere göre bir kadın yukarıda belirtilen erkeklerin yanında oturabilir, başını açabilir. Bu sayılanların dışında kocasının erkek kardeşleri veya diğer erkek akrabalarının yanında mahrem yerlerini açamaz! Fakat bunlarla konuşması, selamlaşması yasak değildir. Bunlara karşı tesettürlü kıyafetlerle çıkabilir. Onlarla hiç selamlaşmamak, konuşmamak vs. gibi şeyler birer aşırılık tezahürleridir. Örtünme kurallarına aykırı olmadığı müddetçe yukarıdaki ayette sayılanların dışındaki erkeklerle konuşmasında bir sakınca yoktur. Sakıncalı olan durum, kadının bu erkeklerle kapalı bir yerde baş başa kalmasıdır. Konuyla ilgili hadis şöyledir:

Nebimiz sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:

“Sizleri (beraberinde mahremi bulunmayan) kadınların yanlarına girmekten men ederim!” Bunun üzerine Ensâr’dan bir adam: Ya Resûlallâh! (Kocanın babaları ve oğullarından başka diğer) erkek akrabalarına ne dersin? diye sordu. Resûlullâh: “Onlarla halvet (baş başa kalmak) ölümdür” buyurdu.” (Buhârî, Nikâh, 112; Müslim, Selâm, 20 (2172).

Kapalı bir yerde baş başa kalmamak şartıyla bir kadın, kendisine yabancı olan erkeklerle aynı ortamda bulunabilir, onlara hizmet edebilir. Konuyla ilgili olarak Resûlullâh döneminden nakledilen sahih bir uygulama şöyledir:

“Sehl b. Sa’d radıyallâhu anh şöyle demiştir: Ebû Useyd es-Sâidî evlendiği zaman, Resûlullâh ve ashabını düğün yemeğine davet etti. Onlar için yemeği yapan da, servis eden de Useyd’in henüz evlendiği karısı Ümmü Useyd’den başkası değildi. O, geceden taş bir tencere içinde hurmalar ıslatmış, Resûlullâh yemeğini bitirince kadın kendi eliyle o şırayı Resûlullâh sunmuş, O’na böylece ikram ederek içirmişti.” (Buhârî, Nikâh, 78)

“Ebû Hazım şöyle demiştir: Ben Sehl İbn Sa’d’dan işittim: Ebû Useyd es-Sâidî, Resûlullâh’ı kendisinin düğün yemeğine davet etti. O gün henüz yeni gelin olan karısı onlara hizmet etmekte idi…” (Buhârî, Nikâh, 79)

Son olarak aşağıdaki videoyu da izlemenizi tavsiye ederiz:


Etiketler: