FETVALAR

SORU:

Âl-i İmrân sûresi 183. ayette sözü edilen "ateşin yediği kurban" nedir?

Tarih: 14 Kasım 2018

CEVAP:

Medine’de yaşayan İsrailoğullarından hakikatleri gizleyen bazıları, bekledikleri elçinin yani Muhammed Aleyhisselâm’ın geldiğini anlayınca, onu inkar etmek  için çeşitli bahaneler uydurmaya kalkıştılar. Âl-i İmrân sûresi 183. ayette bu bahanelerden bir tanesi ve buna Cenâb-ı Hak tarafından verilen cevap şöyledir:

“(Yahudiler) şöyle dediler: ‘Allah bize, ateşin yiyeceği bir kurban getirmedikçe hiçbir elçiye inanmama görevi yükledi.’ Onlara de ki: Benden önce birçok elçi hem açık belgelerle hem de bu dediğiniz şeyle gelmişti. Samimiyseniz anlatın bakalım, onları niçin öldürdünüz?” (Âl-i İmrân, 3/183)

İnsanlar tarafından kurban olarak sunulan hayvanların sunaktaki etlerini gökten gelen bir ateşin küle çevirmesi olayı Tevrat’ta bir çok nebî özelinde anlatılan bir mucizedir. Bu mucizeyi gösterenler içerisinde Musa Aleyhisselâm da vardır. Tevrat’ta bu konu şöyle geçmektedir:

“Harun günah, yakmalık, esenlik sunularını sunduktan sonra ellerini halka doğru uzatarak onları kutsadı ve aşağıya indi. Musa ile Harun Buluşma Çadırı’na girdiler. Dışarı çıkınca halkı kutsadılar. O zaman RABB’in yüceliği halka göründü. RAB bir ateş gönderdi. Ateş sunağın üzerindeki yakmalık sunuyu, yağları yakıp küle çevirdi. Bunu gören halkın tümü sevinçle haykırarak yüzüstü yere kapandı.” (Levililer 9:22-24)

Tevrat’a göre İlyas Aleyhisselâm da aynı mucizeyi göstermiştir:

“O zaman İlyas bütün halka, “Bana yaklaşın” dedi. Herkes onun çevresinde toplandı. İlyas RAB’bin yıkılan sunağını onarmaya başladı.  On iki taş aldı. Bu sayı RAB’bin Yakup’a, “Senin adın İsrail olacak” diye bildirdiği Yakupoğulları oymaklarının sayısı kadardı. İlyas bu taşlarla RAB’bin adına bir sunak yaptırdı. Çevresine de iki sea tohum alacak kadar bir hendek kazdı.  Sunağın üzerine odunları dizdi, boğayı parça parça kesip odunların üzerine yerleştirdi. “Dört küp su doldurup yakmalık sunuyla odunların üzerine dökün” dedi. Sonra, “Bir daha yapın” dedi. Bir daha yaptılar. “Bir kez daha yapın” dedi. Üçüncü kez aynı şeyi yaptılar.  O zaman sunağın çevresine akan su hendeği doldurdu. Akşam sunusu saatinde, Peygamber İlyas sunağa yaklaşıp şöyle dua etti: “Ey İbrahim’in, İshak’ın ve İsrail’in Tanrısı olan RAB! Bugün bilinsin ki, sen İsrail’in Tanrısı’sın, ben de senin kulunum ve bütün bunları senin buyruklarınla yaptım.  Ya RAB, bana yanıt ver! Yanıt ver ki, bu halk senin Tanrı olduğunu anlasın. Onların yine sana dönmelerini sağla.” O anda gökten RAB’bin ateşi düştü. Düşen ateş yakmalık sunuyu, odunları, taşları ve toprağı yakıp hendekteki suyu kuruttu.” (I. Krallar 18:30-38).

Bu mucizeye şahit olmalarına rağmen İsrailoğulları İlyas Aleyhisselâm’ı öldürmeye çalışmışlardır:

“İlyas, ‘RAB’be, Her Şeye Egemen Tanrı’ya büyük bir istekle kulluk ettim’ diye karşılık verdi. ‘Ama İsrail halkı senin antlaşmanı reddetti, sunaklarını yıktı ve peygamberlerini kılıçtan geçirdi. Yalnız ben kaldım. Beni de öldürmeye çalışıyorlar.’” (I. Krallar 19:14)

Âl-i İmrân sûresi 183. ayette de Medine’de yaşayan bazı Yahudilerin aynı mucizeyi Muhammed Aleyhisselâm’dan istediklerini, ancak Yüce Allah’ın geçmişte aynı mucizeyi gerçekleştiren nebiîere gösterdikleri tavrı onlara hatırlattığını görüyoruz.


Etiketler: